hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

Türk Yargısı verdiği kararlarla bir kez daha Şaşırtmamayı başardı.

Son Güncelleme :

27 Nisan 2022 - 15:27

/ 26 views kez okundu.
Türk Yargısı verdiği kararlarla bir kez daha Şaşırtmamayı başardı.
reklam

CHP Şanlıurfa il başkan yardımcısı ve Basın sözcüsü avukat Ronahi paydaş’ın ‘’ Gezi olayları’’ ile ilgili topçu meydanında yaptığı basın açıklaması.

Türk Yargısı Bağımlı Olmaktan Kurtulmalıdır.

Türk Yargısı verdiği kararlarla bir kez daha Şaşırtmamayı başardı.

Evrensel hukuk kurallarını, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarını, kendi anayasa ve yasalarını yok sayarak adeta hukuku katlederek yeni bir karara daha imza attı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 25 Nisan 2022 tarihli duruşmasında Sanık Mehmet Osman Kavala İçin TCK 312/1 maddesinde düzenlenen “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçu gereği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına; Diğer Sanıklar Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise aynı suça iştiraklerinin yardım boyutunda kalmış olması sebebiyle 18’er yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve Tutuksuz Sanıkların Tutuklanmalarına Oy Çokluğu ile karar verdi.

Söz konusu dava dosyası kamuoyunda Gezi Davası olarak bilinmektedir.

Bu dosyada yargılama sonucu cezalandırılan ve tutuklanan Sanıklar Türkiye’deki birçok toplumsal davayı üstlenmiş ve takibini yapmışlardır. Bu davaların bazıları herkesçe bilinen Soma maden İşçileri Davası, Çorlu Tren Kazası, Aladağ yangın davası, Berkin Elvan Davası’dır.

Aslında Mahkeme heyetinin oy çokluğu ile vermiş olduğu bu karar toplumsal davalara da bir darbe niteliğindedir. Amaç diğer toplumsal davaları takipsiz bırakmak ve takip edenleri de bir nevi vermiş oldukları kararla tehdit etmektir.

Özellikle ve hukukçular tarafından bilinen ve açıklamasını yaptığımız mahkeme kararında şu hususlar oldukça önemlidir.

“karara esas alınan dinleme kayıtlarının kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde” olduğu, dolayısıyla “hükme esas alınamayacağı”, “aksi kabul edilse dahi kayıtlarını destekleyen somut kanıtlar olmadığı ve tek başına dinleme kayıtlarının sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkumiyetlerine yeter olmadığı”, yargılanan kişilerin “üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeter her türlü kuşkudan uzak somut, kesin ve inandırıcı başkaca delil de bulunmadığı” dosya kapsamından açıkça görülmekte iken ve mahkeme heyetinde karşı oy kullanan hakimin de böyle bir karşı oy kullanması kararın ne kadar yanlış bir karar olduğunu bizlere göstermektedir.

 

Sözlerime başladığımda Türk Yargısı Bağımlı Olmaktan Kurtulmalıdır demiştim. Bunun sebebi ise Ceza kararını veren mahkeme heyetinden bir üye davada müşteki konumunda bulunan siyasi iktidar partisinin Yani;

 

Akp ile açık organik ilişkisinin bulunmasıdır. AKP’den aday adayı olmuş hakimin eşi 15 Temmuz darbe girişiminden sonra tutuklanmış, itirafçı olarak şartlı tahliye olmuş. bu üyenin tarafsızlık görüntüsünü ortadan kaldıracak sosyal medya paylaşımlarının olması, yargılamanın bağımsız ve tarafsızlık ilkesini şüpheye düşürmüştür.

 

Bu şüphe neden ortaya çıkıyor; Günlerce haber kanallarında casuslukla suçlanan Osman Kavala 2020’de Gezi Davası’dan beraat etti. Tahliye edildi. Aynı gün bu sefer başka bir suçlamayla tutuklanmasına karar verildi ve casusluktan tutuklandı. Karar verilen dosyada Osman Kavala suçlandığı haberlere ve kamuoyuna yansıyan yönüyle casusluk suçlaması davasından beraat etti. Daha önce beraat ettiği suçlamadan ise bu dosyadan da ağırlaştırılmış müebbet aldı.

 

Maalesef ülkemiz tarihinde uzunca bir süre sonra ilk kez akp döneminde Siyasi Rehine olgusuyla karşı karşıyayız. Haklarında absürt suçlamalarla dava açılan kişiler işlemedikleri suçlarla ilgili olarak uzun süre tutuklu bırakılıyor. Bir suçlama boşa düştüğü an hoop ısmarlama yeni bir suç şüphesi ile tutuklanmasına devam kararı veriliyor ve bu yıllarca sürüp gitmeye devam ediyor. Akp hükümeti hiç olmayanı yapmayı başarmaya devam ediyor Anayasaya, Evrensel Hukuk Kurallarına ve hiç bir kitaba uymayacak şekilde Siyasi Rehine almaya ve tutmaya devam ediyor.

 

Buradan bu yozlaşmış yargı sistemini inşaa eden faillere sesleniyorum. Siz kendinizi, bu yargıçlara emanet eder miydiniz? Sizi, bu yargıçların yargılamalarını ister miydiniz? Siz, bu yargıçların, sizler hakkında adil bir karar vereceklerine inanıyor musunuz? Unutmamak gerekir ki hukuk herkese lazımdır ve emir ve talimatla iş yapan, kitabın dışına bir defa çıkan bunu alışkanlık haline getirir.

 

Bu yargılama tiyatrosunun amacı muhalifler üzerinde korku iklimi oluşturmaktır. Malum önümüzdeki dönemde bir seçim var ve iktidar bizlere şu mesajı veriyor, sizi istediğim şekilde cezaevinde tutarım, hukuk, yasa ve anayasa tanımam diyor. Bizde Türkiye Cumhuriyetinin Bir Hukuk devleti olduğunu ve hukuk devleti kalacağını hatırlatıyoruz. Hatırlatmaya devam edeceğiz.

reklam

YORUM ALANI

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.