

Bir ülkenin tüm siyasi ve ekonomik alanlarından sorumlu olan bir Cumhurbaşkanın siyasi kadroların büyük bir tecrübeye sahip olmaları oldukça önem taşımaktadır.
Bir başdanışmanın 5-6 dil bilmesi siyasi bir tecrübe anlamına gelmiyor.
Siyaseti uzun süre doğru temeler üzerinde pratikte yaşayanlar bilirler.
Ünlü yünan filozofu Eflatun siyasetçiyi bir düvar ustasına benzetiyor.
Bir düvar ustası düvarlar üzerinde ne kadar tecrübe kazanırsa, o kadar iyi bir usta olur! diyor.
Siyasete’de, toplumsal mücadele içinde uzun süre çalışan insanlar uzman olur.
Bu pratik ile beraber teorik olarak tarihi
kitaplarda siyasetin birikim ve tecrübesiyle birleştirmeyi başaranlar iyi bir siyasetçi olur.
Ayrıca hernevi risk ve bedeli cesaret ile üstleyen insanlar hitabet ve doğruluk temelinde ikna metodları ile halkın karşısına çıkmaya cesaret gösterenler siyasetçi olabilir.
Ben geçenlerde sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,Grup toplantısını izledim.
Kapanmış bir başörtünün yeniden gündeme getirilmesi
Bu ülkede şu aşamada
benim için güncel bir sorun olmadığı gibi kanımca tüm Türkiye halkı içinde güncelliğini kaybetmiş bir konudur.
Bu sorunun yeniden gündeme getirilmesi sadece bir zaman kaybına neden olmaktadır.
Bir Barış Aktivisti olarak asıl beni ilgilendiren
Sayın Cumhurbaşkanın Kürt sorunu ile ilgili elinde yaşamış o kadar önemli belgeler var iken, Kürt sorununu biz çözdük açıklaması son derece üzücü bir açıklamadan ibaretti.
Ve bu açıklama hem muhalefetin eline ciddi bir koz vermektedir.
Hem önümüzdeki seçimde bir denge unsuru olan Kürt halkı içinde, Muhafazakar, Barış ve Demokrasi’den yana olan, Kürt halkı içinde, bir güvensizlik yaratmaya neden olacaktır.
Bu ülkede yüzlerce iç ve dış sorunlarla muhatap olan bir Cumhurbaşkanın tüm açıklamaları ve yazıları ile bizzat muhatap olması zaman kaybından dolayı mümkün görülmemektedir.
Ben sayın Cumhurbaşkanın bu siyasi yazılarında katkı sunan bu başdanışmanına sormak istiyorum.
Ben 2008 de Başbakanlık Basın yayın ve enformasyon genel müdürlüğünde vekaleten danışmanlık yapan bir gazeteci olarak, 2013 ve 2015 yıları arasında hayata geçen ateşkesin mimarlarından biriyim.
O dönemlerde Erdoğan’ın inanacın’da, samimi, vatansever ve cesur bir insan olduğunu bilen insanlardan biriyim.
Yağcılığa hiç bir zaman ihtiyaç duymayan bir Barış Aktivisti’yim.
Ancak yiğidin hakını yiğide vermek benim vazgeçilmeyen temel kriterlerim arasında bulunmaktadır.
Yıne sayın cumhurbaşkanın yazısına katkı sunan o başdanışmana dönmek istiyorum.
Biz bitmeyen bir soruna Kürt sorunununu bitirdik yerine, biz bu ülkede ırkçı söylemleri ortadan kaldırdık, işkenceyi ve Asimilasyonu ortadan kaldırdık.Silahları susturmak,Akan kanı durdurmak , Barış ve kardeşliği bu ülkede egemen kılmak amacıyla cesaretle hernevi risk ve bedeli alarak ateşkes
ortamını hayata geçirdik.
Bu ateşkes ortamından rahatsız olan, uluslararası karanlık güçler ile silahsız bir Demokrasiden ve halkın demokratik iradesinden korkan bazı örgütsel güçler bu ateşkesi bozdular desenize? bu cesur ve objektif açıklamalara bütün bölge ve Türkiye halkı size tanıklık edecekti.
Ne kadar ilginç Barış ve kardeşliği amaç eden toplumsal hizmetler söylenmiyor.
Amacına ulaşmayan sorunlar hedefine ulaşmış gösteriliyor.
Allah yardımcımız olsun.
Cemil AYDOĞAN
Barış Aktivisti ve Anadolu gazeteciler cemiyeti başkanı