

Seçimlere 1 gün kaldı, siyasi partiler çalışmalarını tüm hızıyla sürdürmeye devam ediyor. Özellikle Cumhur İttifakında iktidarı kaybetme korku ve telaşı yaşanırken, Millet İttifakında ise büyük bir heyecan var, bu seçim Cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş kadar çok önemli. Miting meydanlarında her siyasi partinin temsilcileri yapacaklarının sözünü verirken vatandaş da bunları ekranlarda, miting meydanlarında izlemeye devam ediyor.
2002 yılından beri tüm seçimleri kazanıp 21 yıllık saltanatını sürdüren iktidar ilk kez bu kadar huzursuz, bu kadar karamsar ve de bu kadar korkuyor. Çünkü ilk kez kaybetmeyi bu kadar yakın hissediyor, bu nedenle parti Genel Başkanları olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, miting meydanlarından inmiyor. Bugüne kadar olduğu gibi camii avlusunda bile mini bir miting yapmaktan geri kalmazken, Konuşmasının büyük bölümünü Millet İttifakını terörle işbirliği yapmakla suçlayıp, her türlü hakareti yaparak ve yine Kılıçdaroğlu’nun montajlı videosunu vatandaşa gösterirken ağırlıklı olarak din, beka, bayrak üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor.
Ortalıkta o kadar çok kirli işler yapılıyor ki, KILIÇDAROĞLU’na ait sahte afişler, bildiri dağıtmalar, ve onlarca yalan, iftira , tehdit ve saldırı gündemden düşmüyor.
Eski başbakan Binali Yıldırım daha da ileri giderek Millet İttifakını kastedip seçimin aslında ülkeyi işgal eden güçlerle, bunlara karşı kurtuluş savaşı verenler arasında olduğunu söyledi. Vatan, millet, bayrak kelimelerini dilinden düşürmeyen yine aynı Binalı Yıldırım, geçtiğimiz günlerde kağıda baktığı halde istiklal marşını bile yanlış okumuştur .
Yine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ aday olduğu Urfa’da yaptığı konuşmada bu seçimin 15 mayıs sabahı şampanya ile kutlayacaklar ile alnı secdeye değip şükredenler arasında olacağını söyledi, zaman zaman buna benzer açıklamalarla adından söz ettirmeyi başaran Bekir Bozdağ, yıllar önce de Fethullah Gülen’e övgü yağdırdığı, onu baştacı yaptığı konuşması hafızalardan silinmiş değil, yine Bozdağ, küçük yaşta tecavüze uğrayıp , tecavüzcüsüyle evlendirilen bir çocukla ilgili 2016 da gazetecilere yaptığı açıklamada “ B unlar tecavüzcü değil, tamamen küçüğün(çocuğun) rızası var” diyerek skandal bir açıklamada bulunmuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise her gün söyledikleriyle gündemde kalmayı başarıyor, son olarak da 14 Mayıs seçimlerinin iktidara karşı yapılan bir darbe olduğunu söyleyerek gündeme oturdu, bu konuşmasıyla Millet İttifakını hedef gösterirken, aslında 14 mayıs seçim kararının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından alındığını unutmuşa benziyor. Yine aynı Soylu gün geçmesin ki gündeme oturacak bir habere imza atmasın.
2019’da tekrarlanan İstanbul seçimlerinde Abdullah Öcalan’ın mektubunu bile miting meydanlarında okutacak kadar gözü dönen AKP İktidarının ne yapacağı beklenirken 7 yıldır cezaevinde tutuklu olan Selahattin Demirtaş geçen hafta bir açıklama yaparak AKP genel başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ in seçimlerle ilgili Abdullah Öcalan ile görüşme yapılması için İmralı’ya bir heyet gönderdiğini söyledi. Tabiiki her zaman olduğu gibi bu kez de Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın bu iddiayı yalanladı.
İlk kez bu kadar sıkışmış olan AKP kaybetmeyi iliklerinde hissetmiş olmalı ki Millet İttifakını HDP ile iş birlik yapmakla suçluyor. Oysa AKP, Hizbullah terör örgütünün uzantısı olan ve binde 3 oyu olan bir partiyle işbirliğine gitmiş, ona adaylık vermiştir, büyük olasılıkla Genel Başkanları Zekeriya Yapıcıoğlu İstanbul’dan vekil olacak ve mecliste olacaktır. Oysa Hizbullah örgütü geçmiş yıllarda onlarca cinayet işlemiş Diyarbakır Emniyet müdürü Gaffar Okan ve 5 koruma polisine suikast düzenleyerek şehit eden bir terör örgütüdur.HÜDA-PAR lideri TV ekranlarında her defasında Hizbullah’ın terör örgütü olmadığını söylemiş biridir. AKP bununla da yetinmeyerek yine hiç bir oy potansiyeli olmayan yeniden Refah Partisi ile kucaklaşıp ittifaka dahil etmiştir. Bu seçimi tekrar kazanmak için Demokratik Sol partiyi bile yanına almıştır.
AKP, her seçim olduğu gibi yine kesenin ağzını tam açmıştır, EYT’lilere emeklilik, sözleşmelilere kadro, herkese 3600 ek gösterge, öğretmen ve sağlık personeli atamaları, mülakatın kaldırılması, bir çok kuruma atamalar devam ediyor, Savaş uçak gemisinin açılışı, TOGG açılışı, doğalgazın bedava olması, sosyal yardımlar, düşük faizlerle krediler, vergilerde af, kyk faizlerinin silinmesi, emeklilikte ardından da seçim sonrası için verilen sözler devam ediyor. Son olarak da memur maaşlarının en düşük 22 bin tl. olacağı gibi…
6 Şubat günü 10 ilimizde meydana gelen ve binlerce vatandaşımızın ölümüne ve yaralanmasına yol açan deprem felaketinden sonra yardımları bölgeye geç ulaşırken , özellikle en çok can kaybının olduğu Hatay ve Adıyaman ilimize birkaç gün sonra ulaşılmasını asla unutmadı. Özellikle insanlar yağmur, çamur, kar altında donarken KIZILAY kurumunun çadırları parayla satması hafızalardan silinmedi. Bu nedenle deprem bölgesinde yaşayan insanlar iktidara karşı öfkeli, ona karşı olumsuz tavır içinde. Onların bu durumu elbetteki sandığa da yansıyacaktır .
21 yıllık AKP iktidarında, liyakatsizlik, yolsuzluk, israf, hukuksuzluk, partizanlık aralıksız devam ediyor. CHP’nin kayıp olarak iddia ettiği 418 milyar dolar ise Kılıçdaroğlu’nun gündeminde düşmüyor.
Görünen odur ki, İktidar kaybediyor, gideceğini da biliyor, bu nedenle kazanmak için her şey yapacak. Seçim ve sandık güvenliği her gün tartışılmaya devam ediyor. İktidarın olası bir yanlış adımına karşı Millet ittifakı da olabilecek her türlü güvenlik sorununa karşı gerekli önlemleri aldığını söylüyor. Çünkü iktidara güvenmediğini ve her şeyi yapabileceğini iddia ediyor, ve buna örnek olarak İstanbul seçimlerinde yaşananları gösteriyor.
Millet ittifakı emin adımlarla seçime hazırlanıyor, tüm ittifak liderleri mitinglerini yapıyor , özellikle Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu üçlüsü meydanlara sığmıyor. Kılıçdaroğlu yapacaklarını bir bir anlatıyor. Tabiiki iktidar da Kılıçdaroğlu’nun vadettiklerinin aynısını “ kopyala ,yapıştır” şeklinde vatandaşa sunmaya devam ediyor.
Vatandaşa gelince, Siyasi partileri büyük bir dikkatle ve sabırla dinliyor , izliyor ve değerlendiriyor. Belki ilk kez bu kadar rahat olacak. Tercihini bu kadar rahat yapacak. Vatandaş bunlardan bıktı artık, yeter diyor, gidin diyor. Vatandaş kararsız değil, kime oy vereceğini biliyor. 21 yıldır yapmadıklarını bugün vaat eden iktidara artık inanmıyor, güvenmiyor. Vatandaşın gündeminde bugün, yokluk, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, hukuksuzluk, baskı, liyakatsizlik, haksız kazanç, niteliksiz eğitim, tarafsız olmayan diyanet v.b sorunlardır. Vatandaş mutfakta pişen aşa bakmıştır. Bu nedenle iktidarın işi çok zor, hatta imkansızdır, miting meydanlarında zorla getirilen belediye çalışanları, devlet memurlarıyla, alanda bedava dağıtılan dönerlerle, çaylarla, sosyal yardım paketleriyle artık olmuyor. Çünkü deniz bitti kara göründü. Yani iflas etmiş tüccar eski defterleri karıştırır. Söylenecek sözleri, atacak yalanları kalmamıştır. Bu nedenle seçimi kaybedecekleri yakındır. Çünkü vatandaş değişim istiyor, vatandaş, demokrasi istiyor, vatandaş daha özgür, daha mutlu ve güvenli bir yaşam istiyor.
Sonuçta yapılacak olan bir Genel seçimdir, bunu germenin, toplumu kışkırtmanın, tahrik edici sözler ve davranışlarda bulunmanın ,tehdit etmenin, korku salmanın hiç kimseye bir yararı olmayacaktır, iktidarı ve cumhurbaşkanını 64 milyon seçmen belirleyecektir. . Ülke yönetimini bu iki ittifaktan biri yapacaktır. vatandaş pazar sabahı bir düğüne gider gibi sandık başına gidecek oyunu kullanarak tercihini yapacak, akşam ise oylar sayılacak, bunun sonucunda bir taraf kazanacak, bir taraf da kaybedecektir. Olacağı budur .Demokrasiye, halkın egemenliğine inanıyorsak olay bu kadar nettir. Bunun tersini düşünenler, bu sistemde yok olmaya mahkumdur.
İZZET KIRMIZI