14 Mayıs günü yapılacak genel seçimlerde yarışacak olan Cumhurbaşkanı adayları nihayet kesinleşti. ERDOĞAN’ın adaylığı için yapılan itirazlar Yüksek Seçim Kurulu tarafından ret edildi. Buna göre adaylar, Cumhur İttifakı adayı AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN, Millet İttifakı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu , Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ve son olarak Ata ittifakı adayı Sinan Oğan oldu.
Ancak asıl yarış Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip ERDOĞAN ile Millet ittifakı adayı Kemal KILIÇDAROĞLU arasında geçecek, diğerleri ise oy oranları yok denecek kadar az sembolik adaylar. Her iki taraf da 1.turda bitirmeyi hedefliyor.
Seçimlere girecek siyasi partilerde de yoğun bir trafik var. Bu partilerde milletvekili olmak isteyenler aday adaylığı başvurusunu yapmaya başladı. Parti genel merkezlerinde ülkenin her yerinden gelenler, artık büyük bir heyecanla kesin aday listelerinin açıklanmasını bekliyor.
Muhalefet partilerinin oluşturdukları Millet ittifakı, bir sosyal demokrat ve 5 sağ partinin katılımla oluştu. Cumhur İttifakı ise geçen seçimde olduğu gibi, 1 muhafazakar ve 2 ülkücü partiyle ittifakını korurken, son olarak da HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakına katıldı. Hüdapar seçime AKP listelerinden girecek. Bu durumda milletvekili olarak mecliste olmayı hedeflerken Hüdapar Genel Başkanı şimdiden bakanlık hesabı yapmaya başladı.
1990’lı yılların yasadışı Hizbullah terör örgünün devamı olduğu iddia edilen ve 2013 yılında kurularak yasal bir siyası parti olan Hüdapar’ın Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu yaptığı açıklamada, bu iddiaları kabul etmeyerek, Hizbullah’ın bir terör örgütü olmadığını ve şeriata dayalı bir din devletini savunduklarını söyledi. Oysa bu örgüt 24 ocak 2001 yılında Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve yanındaki 5 polise pusu kurarak şehit eden eski bir terör örgütü. Aynı zamanda 165 kişinin işkence edilerek öldürülmesinden sorumlu bir yapı.
Bu durumda AKP böyle bir partiyle seçimlere girecek. Bugüne kadar HDP üzerinden CHP’yi ağır bir dille eleştiren , en ağır hakaretleri yapan, HDP ‘yi her fırsatta terörü desteklemekle suçlayan AKP, Bugün gelinen noktada böyle bir partiyle kucaklaşarak , seçim ortaklığı yapma kararı almıştır . Hayırlı olsun demekten başka ne denir ki ?
Bununla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir televizyon programında “ HÜDAPAR yerli ve milli bir partidir” diyerek onu savunmuştur.
İttifak partilerinden Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ise HÜDAPAR in düşüncelerini asla kabul etmediklerini, hüdapar’dan rahatsız olduklarını belirtmiştir. Görünen odur ki bu parti, Cumhur İttifakını oluşturan partilerin başını ağrıtmaya devam edeceğe benziyor.
AKP, bir kaç oy uğruna böyle bir partiyle el sıkışırken, öte yanda böyle bir ittifaka karşı çıkan seçmenlerin oy erozyonuna ,yani oy kaybına yol açacağını hesaplamamıştır. yani pirince giderken bulgurdan da olabilir.
AKP 21 yıldır ilk kez bu kadar yorgun, bu kadar aciz, bu kadar çaresiz. Çünkü kaybetme korkusu yaşıyor. Tek bir oy bile onun için çok önemli. Bunun için de her partiye, her kişiye Mevlana’nın dediği gibi, “gel gel, kim olursa ol, yine gel” diyerek katılım çağrısında bulunuyor.
ilk çağrısını, davetini eski AKP Milletvekili ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yapmış, Kendisiyle partiye katılımı konusunda görüşülmüş ancak Mehmet Şimşek, işlerinin yoğunluğu nedeniyle bu teklife olumsuz cevap vermişti.
Yine Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan ile de görüşülmüş ancak Erbakan “AKP nin 21 yıllık günahına ortak olmayız “diyerek ağır bir dille eleştirerek ret etmişti. Ancak 3 gün sonra yapılan ikinci görüşmeden sonra hızlı bir U dönüşü yaparak 24 mart günü ittifaka katılma kararı aldı .
Gerekçe olarak da 30 maddelik mutabakat maddelerini imza altına aldıklarını söyledi. Yani “istediklerimizi , şartlarımızı kabul ettirdik” dedi.
Bir anda çark etmesi seçmenlerini de rahatsız etmiş olmalı ki Yeniden Refah Partisinden üye istifaları da başladı. Nitekim Afyon il başkanı Gufran Çetinel, partisinin Cumhur İttifakına katılımı sonrası görevi bıraktı.
Duruma bakılırsa önemli tavizler almadan gemiye binmek isteyen yok. Herkes uzak duruyor. Anket sonuçları iyi görünmüyor, Kemal kılıçdaroğlu bir kaç puan önde gidiyor. Bu da Cumhur İttifakını rahatsız ediyor. Bu nedenle kapısını sonuna kadar herkese açık tutuyor.
Tüm bunlar yaşanırken herkesin merakla beklediği ve seçim sonucunu büyük oranda etkileyecek ve belirleyecek olan Emek ve Özgürlük İttifakının en güçlü partisi HDP’ nin alacağı tavır, vereceği karar da açıklandı.
22 Mart günü Emek ve Özgürlük ittifakını oluşturan 6 partinin genel başkanlarıyla birlikte Eş Başkan Pervin Buldan basın toplantısında yaptığı açıklamada, partilerinin seçimden önce kapatılabileceği ve dolayısıyla seçimlere girememe endişesiyle YEŞİL SOL adı altında seçimlere gireceklerini belirtti.
Eş başkanı Pervin Buldan, ittifak kararıyla bu seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaklarını, dolaylı da olsa Kılıçdaroğlu ’nu destekleyeceklerini belirtirken milletvekili seçimi için kendi partilerinin logosuyla katılacaklarını söyledi.
Son olarak 30 Mart günü ise büyük bir coşkuyla 74 maddelik seçim bildirgesi açıklandı. Eş başkanı Pervin Buldan, en az 100 milletvekili alacaklarını açıkladı.
CHP ye gelince her parti gibi hazırlığını sürdürüyor. Milletvekili aday adaylarının başvuruları yapılıyor, sürpriz isimler olacağı söylenirken, en büyük sürpriz 2015 yılında öldürülen Diyarbakır Barosu başkanı Merhum Tahir Elçinin eşi Türkan Elçi CHP’ye katıldı , parti rozetini Kemal kılıçdaroğlu taktı, Büyük ihtimalle Diyarbakır’dan aday olacak.
Dolayısıyla, yıllardır bu ilden milletvekili çıkaramayan CHP bu kez bunu başarmak istiyor, tabiiki de HDP ile birlikte büyük bir yarışa girecek. Muhtemelen tatlı, demokratik bir rekabet olacak.
Yine ittifakın 2.büyük partisi olan İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener, Altılı Masanın son toplantısından sonra masadan kalkıp 3 gün sonra tekrar Millet İttifakına katılmasıyla birlikte partisinde sorun yaşamaya devam ediyor .Altılı Masa kurulduğundan beri Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığına karşı çıkan, bunu her fırsatta dile getiren İstanbul Milletvekili Yavuz Karaalioğlu, özellikle HDP ’nin Kılıçdaroğlu’nun destekleme kararından sonra eleştirilerine yoğun biçimde devam ederek sonuçta 28 mart Salı günü İyi parti’den istifa ettiğini açıkladı.
MHP ye gelince , HÜDA-PAR ‘ın Cumhur ittifakına katılmasıyla ilgili günlerdir sessiz kalan Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, HÜDA-PAR’ ın Hizbullah terör örgütüyle hiç bir bağlantısının olmadığını söyledi. Bugüne kadar her fırsatta Millet İttifakını HDP ile suçlayan Devlet Bahçeli, eski bir terör örgütünün siyasi kanadı olmakla suçlanan bir partiyle aynı ittifakta olmaktan rahatsız görünmüyor . MHP , yapılan anketlerde oy oranı baraj seviyesinde, hatta baraj altında görünüyor. Cumhur İttifakının bir ayağı olmaya devam ediyor , onun sözcülüğünü yapıyor. Çünkü Cumhur İttifakı kazanamazsa, büyük olasılıkla baraj altında kalarak meclis dışı kalacağını da çok iyi biliyor. Tüm hesaplarını buna göre yapıyor.
Bugüne kadar Cumhur İttifakı dışındaki partilerin liderleriyle görüşen Millet ittifakı lideri Kemal KILIÇDAROĞLU , Çarşamba günü ,Memleket partisi Genel Merkezine giderek Muharrem İnce ile görüştü, nazik bir dille dolaylı şekilde ittifaka davet etmesine rağmen , Muharrem İnce bu daveti dolaylı yoldan redderek, seçimlere Cumhurbaşkanı adayı olarak katılacağını belirtti.
Bilindiği üzere Muharrem İNCE , daha önce de CHP nin Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere girmiş, 14 Haziran 2018 tarihinde yapılan seçimde %30 oy almıştı.
Ömrünü CHP’ye hizmet etmekle geçirmiş bir siyasetçi olarak Muharrem İnce’nin bu duruşu , bu kararı, Millet ittifakına katılmayışı, Cumhur İttifakına yarayacaktır. Kişilere olan öfkenin, nefretin karşılığı iktidara karşı birleşen Millet İttifakını yalnız bırakmak, Cumhur İttifakını sevindirmek değildir. Gerçekten 21 yıllık iktidarı yıkmak, tek rejiminden kurtulup, parlamenter rejime geçmenin yolu ben de adayım deyip partisiyle seçimlere girmek değildir. Millet İttifakının diğer partileri gibi Kemal Kılıçdaroğlu ’nu destekleyip, ittifaka katılıp onun kazanması için katkı sunmaktır. Birilerine kızıp, küsüp, pire için yorgan yakmak doğru değildir. Kibirlenip kendisini olduğundan daha fazla güçlü görmek hiç değildir. Gün ayrışma günü değil, birleşme, dayanışma günüdür. Ancak görünen odur ki Muharrem İnce ittifaka katılmayıp partisiyle seçimlere girecek ve partisinin Cumhurbaşkanı adayı olacak.
Millet ittifakına baktığımızda güçlü bir dayanışmayı açık şekilde görebiliriz. Biri sosyal demokrat parti olmak üzere 6 partiden oluşan ve bunlardan 5 nin sağcı, ülkücü, dinci, muhafazakâr, liberal parti olduklarını biliyoruz. Normal şartlarda bunların bir araya gelmesi, anlaşması mümkün değildir, çünkü her birinin farklı dünya görüşleri vardır, farklı programları vardır, ancak söz konusu vatansa, vatandaşsa, bunların hiç bir hükmü kalmaz. İşte bundan dolayıdır ki 15 aydır 6 parti bir araya gelerek, müşterek şartlarda anlaşarak birlikteliklerini sürdürmüş, kişisel sorunları, kızgınlıklarını, parti çıkarlarını bir kenara bırakarak askıya almış, ertelemiş ve ortak bir amaç için birleşmişlerdir.
– Amaç ülkeyi 21 yıldır iyi yönetemeyen, halkın her geçen gün yoksullaştığı, hak, hukuk ve adaletin hiç olduğu, özgürlüklerin kısıtlandığı bir durumdan kurtarıp demokrasinin gereklerini işler hale getirmektir.
– Ülkenin tüm kurumlarını liyakatsiz kadrolardan kurtarmaktır.
– Yolsuzlukların kurumsallaştığı bu ülkede buna sebep AKP iktidarını ve tek adam başkanlık rejimine son vererek parlamenter rejimi geçmektir .
– İşçinin, köylünün, emekçinin insanca yaşamasını sağlayacak, hakça bir düzen kurmaktır.
– Ekonomide önemli yatırımlar yaparak, iş alanları açarak yoksulluğa işsizliğe çare bulmaktır.
– Enflasyonu önleyecek tedbirler alıp hayat pahalılığını ortadan kaldırmaktır.
– Ülkede 21 yıldır ekilen kin ve nefret tohumunun sona erdirilmesi ve barış içinde yaşayan hoşgörülü bir toplumun oluşması için çalışmaktır.
– Gelir dağılımının eşit oranda bölüşüldüğü , yolsuzlukların olmadığı, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlayacak önlemler almaktır.
– Eleştirmenin, yazmanın, konuşmanın, sosyal medyada paylaşmanın yasak olduğu, sansür kurumunun bir kılıç gibi herkesin tepesinde durduğu bu ülkeye özgürlük ve demokrasiyi getirmektir.
– Dini siyasete alet etmekten kurtarıp ülkeyi parselleyen cemaatlerin, tarikatların, şeyhlerin egemenliğine son vermektir.
– Ülkede insanca, hakça bir düzen kurup onu korumak ve savunmaktır.
– Vatandaşların Bu güzel ülkede yasaksız bir şekilde yaşamasını sağlamaktır.
-15 Mayıs sabahına yeni bir umut, yeni gelecekle başlamaktır.
İşte bunun için yapılması gereken en önemli şey, seçimlere giderken, özgürlüğü ve demokrasiyi savunanların güç birliği oluşturarak seçimleri kazanarak AKP iktidarına son vermesidir. Bugün ayrılma günü değil, birleşme günüdür. Omuz omuza vererek dayanışma günüdür. Bunu başarmak çok zor değildir. Önemli olan doğru adımlarla, doğru kararlarla halkın karşısına çıkarak onların güvenini kazanmaktır. Onları dinlemek ve halkın çıkarları doğrultusunda umutlar vererek onları kucaklayıp 21 yıllık bu iktidarı yıkıp, özlenen yeni bir düzene kavuşmaktır. Bu günler uzak değildir, belki yarın ,belki de yarından yakın olacaktır. Yeter ki inanalım, kendimize güvenelim. Sonuçta birlikten kuvvet doğar. Bu gerçeği asla unutmayalım. Sonuçta her şey güzel olacak!
İZZET KIRMIZI
1 Nisan 2023