

Sabah uyandığımda, perdeyi araladım.
Her taraf beyaz olmuş, durmadan kar yağıyor.
Aç kuşlar konuyor,odamın penceresine.
Bir çocuk yolda düşmüş, canı yanmış ağlıyor.
Bir avuç buğday serptim, evimin bahçesine.
Üşüştü onlarca kuş, açlığa direnerek,
Rüzgâr keserken teni, soğuk da donduruyor.
Canlılar gizleniyor, doğanın bir yerine.
Kimsesizler üşüyor daracık sokaklarda.
Giyecek, yiyecek, yatacak bir yerleri yok.
Umutları tüketmiş, lapa lapa yağan kar.
Beyaz bir kefen olmuş ağaran sabahlarda.
Sabahın ilk ayazında, herkes düşmüş yollara.
Yoksulluk baş belası, herkes ekmek derdinde.
Kış mevsimi yoksula, sanki ölüm gibidir.
Hangi yürek dayanır, dumansız bacalara.
Her tarafta sis-duman, hiç bir yer görünmüyor.
Dilenciler dizilmiş, kapıların önünde.
Kedilerle köpekler, ekmek yemek derdinde.
Bugün belki doyacak, yarını bilinmiyor.
Gözlerinde bir korku, herkeste bir telaş var.
Yaşamak olmuş çile, geçinmek desen çok zor.
Bu yoklukta isyanlar, sebep olan kullara.
Çoluk-çocuk donuyor, ısınacak yer arar.
Yorgun düşen canlılar, yatmış kış uykusuna.
Bedeniyle sarılmış, karla kaplı toprağa.
Yaşlı dedeyle nine, pencereden bakarken,
Yalnızlığı yaşıyor, hasret can kokusuna.
Kış yoksula zulümdür, zengine eğlencedir.
Bıçak gibi kesiyor, soğuk körpe canları.
Ne acılar çekiyor, günler geçmez bilmezken,
Her günü bir ölümdür, her saat işkencedir.
Acıya dayanmak zor, yine de dayanıyor.
Dünyanın azabını, neden çeker çocuklar.
Uykuları haramdır, geceler bölünürken,
Kimi soğuktan, kimi açlıktan uyanıyor.
Kış mevsimini herkes sever, kaynarsa aşı.
Sobasında kestane, patlatırken mısırı,
Dünyanın adaleti, yoksula çalışmıyor.
Hep acılar çekiyor, olsa da yetmiş yaşı.
Bu böyle devam etmez, elbet devran değişir.
Onların da görecek, sıcak günü olacak.
Onuru isyan eder, umutlar tükenirse.
İnsan gibi direnmek, yürekteki ateştir.
Yetim, öksüz, sahipsiz, duyuramaz sesini.
İstemem hiç bir çocuk, sokaklarda donmasın.
Onları korumayan, yüreği yanmayana,
Elbet bir gün verirler, insanlığın dersini.
İZZET KIRMIZI
15 Şubat 2023