Uzun süredir Ak Parti ve MHP’nin birlikte çalışıp hazırladıkları 40 maddelik sosyal medya yasa teklifi 3 Ekimde TBMM’ de görüşülmeye başlanan 14 maddesi kabul edildi. Muhalefetin karşı çıktığı bu tasarı bir çok yasak getiriyor. Buna göre internetteki haber sitelerinde yayımlanan kasıtlı olarak yalan, yanlış bilgi yapanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu siteler daha sıkı denetlenecek, yine sosyal medyada halk arasında korku, endişe, panik yaratmak, kamu düzenini bozacak ve toplumun sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde yayan ve paylaşanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Sansür sözcüğünün anlamı, yasaklamak ve kontrol altına almaktır. Kitaplara, televizyon programlarına, dizilere, tiyatro oyunlarına, sosyal paylaşımlara konulan yasaklara, denetimlere, kontrol altına alınmasına sansür denir.
Toplumun yararı gerekçe gösterilerek denetlenen her türlü yayınlarda sakıncalı görülen yerlerin, bölümlerin çıkarılmasına ise sansürleme denir. Mevcut hükümet tarafından oluşturulan kurula da sansür kurulu denir.
Yıllardır bu ülkede hükümetlere muhalif olan her görüş ve düşünceye bir şekilde sansür uygulanmıştır.
Demokratik ülkelerde bir baskı unsuru olarak görülen ve kabul görmeyen sansürün amacı, düşüncelere duvar örülmesidir.
Sansürün amacı, İnsanların konuşmasını engellemek ve onları susturmaktır. Onlara bir korku iklimi yaşatmaktır.
Basın organlarının gerçekleri yazmalarını engellemek, birer magazin sayfası haline getirmektir.
Bu yasayla tarafsızlık ilkesi çiğnenerek , mevcut hükümetlere hizmet etmektir.
Toplumun en doğru biçimde haber alma, haber verme ve haber yayma özgürlüğünü engellemektir.
Sansürü bir korku, baskı ve teslim alma ve yıldırarak pasifize etme aracı olarak kullanmaktır.
Muhalefeti oluşturan siyasi, gazeteci, yazar, sanatçı, oyuncu ve kendileri gibi düşünmeyen toplumun her kesiminden insanlara gözaltı, tutuklama, para cezası, sürgün ve işten atma unsurlarla korkutarak, gibi gözdağı vererek, onları etkisiz hale getirmektir.
Sansürün her çeşidi tehlikelidir, çünkü yasaklar zincirlerinden oluşmaktadır .
Son yıllarda sansürün en yeni çeşidi olan internet sansürü(dijital sansür) devletlerin, hükümetlerin en büyük sorunu olmuştur, çünkü bunları denetlemek, kontrol altına alıp filtreleyerek sunmak çok zordur. Internet sansürüne takılmamak
için kendi düşüncelerinize değil, onların, başkalarının düşüncelerine itaat etmeniz, boyun eğmeniz istenir. Onların istedikleri gibi haber, yorum, paylaşımı yaparsanız sorun yoktur.
Sansürle ilgili tartışmalar, açıklamalar devam ederken geriye dönüp baktığımızda görülecektir ki uygulamada zaten bir kısıtlama, yasaklama ve denetim vardır. Adalet Bakanlığı verilerine göre Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılından bugüne kadar kendisine yapılan hakaret suçlamasıyla açılan soruşturma sayısı 200 bin iken, açılan dava sayısı 45 bin 675 oldu. Bunlardan 12 bin kadarı suçlu bulunarak hapse mahkum oldu. Hiç bir iktidar döneminde bu kadar kişi hakkında soruşturma , dava ve tutuklama olmamıştır.
Seçimlere aylar kala iktidar, baskı, yasak ve denetimlerini her geçen gün daha da arttırıyor. Önce çok sayıda sanatçının konserleri iptal edildi, ardından bir çok yerde onlarca festival, etkinlik yasaklandı, yürüyüş ve eylemler yönelik izinler sınırlandırıldı. 4 ay önce yaptığı bir konuşmadan dolayı şarkıcı Gülşen hakkında dava açıldı, tutuklandı ve sonra tahliye edildi. Son olarak 6 Ekim günü, Bursa’da bir tiyatro oyunu yasaklandı.
Tüm bunlar yaşanırken 2023 Türkiye Genel Seçimlerine yaklaşırken bu sansür yasasıyla, gazete, dergi ve televizyon kanallarında, çeşitli internet haber sitelerinde kısaca medya ve sosyal medyada iktidarı olumsuz anlamda eleştirmek, suçlamak, devlet kurum ve kuruluşlarına ithamlarda bulunmak, hakaret etmek suç sayılarak ve bunu yapanlar hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenebilecek.
Bugüne kadar İktidar yanlısı olan gazeteler, dergiler ve internet haber siteleri, muhalefet aleyhine istediklerini yazarken, yandaşları olan çok sayıda televizyon kanallarında ağızlarına geleni söylerken, en ağır hakaret ve eleştirilerde bulunurken sessiz kalan RTÜK, muhalefet kanallarında iktidar aleyhine söylenen, yapılan bir çok habere, yoruma, eleştiriye uyarı, yayın durdurma ve para cezası vermiştir.
SANSÜR yasasının çıkarılması, görülen odur ki iktidarın seçimlere bir kaç kala seçim propagandalarını daha rahat bir şekilde yapabilmek ve seçimi kazanabilmek için kendi aleyhine olabilecek her türlü açıklamayı, haberi, yorumu, bilgi ve belgeyi, paylaşımı engellemek için olduğu düşünülebilir.
Bu yasaya göre istemedikleri bir haberi “ yalan haberdir” diyerek cezalandırmak kolaylaşacaktır .
Sosyal medyayı kısıtlayıp ardından seçime gitmek iktidar için belki daha avantajlı olacaktır.
Bu nedenle muhalefetin sesini kesmek, televizyon ve gazetelerin yayınlarını kısmak, sosyal medyada paylaşımları önleyerek toplumun , halkın doğru bilgi almasını engellemek için bu sansür yasası çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu yasanın çıkarılması, düşünce ve fikir özgürlüğüne vurulan bir prangadır.
Sansür yasasına göre artık hiç kimse sosyal medyada, facebook, instagram ve twitter gibi paylaşım sitelerinde iktidarın istemediği, aleyhine olan bir şeyi paylaşamayacak, yorumlar yapamayacak, İktidarı eleştirmeyecek, yanlışı görmeyecektir. Öte yanda İktidar yanlılarına gelince onlar bugüne kadar olduğu gibi yine TV ekranlarında, yayın organlarında, sosyal paylaşım sitelerinde muhalefete ağızlarına geleni söylerken, yine istedikleri gibi yalan-yanlış bilgilerle, hakaret ve tehditlerine devam ederken, sansür yasası bunlar için de uygulanacak mı, tarafsızlık ilkesi adil bir şekilde işleyecek mi? Bunu zaman gösterecek.
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki; Başkalarının kişiliğini ,onurunu zedeleyecek biçimde sözle, yazıyla yaymak, iftirada bulunmak, hakaret etmek, küfretmek, yalan-yanlış suçlamalarda bulunmak, düşünce özgürlüğü değildir, yasal olarak suçtur. Elbetteki yapanlar yargı önünde bunun hesabını vermelidir, ancak tarafsızlık ilkesi unutulmamalıdır. Adalet herkes için adil olmalıdır.
Demokrasinin temel unsuru olan düşünce özgürlüğü ve eleştiri, hukuk içerisinde olursa güzel düşüncelerin oluşmasına sorunların çözülmesine yardımcı olacaktır, çünkü bunlar ortadan kalkarsa işte o zaman tek model, tek tip, ve tek düşüncenin hakim olduğu bir toplum ortaya çıkar ki ,bu çok tehlikelidir, çünkü, gerçekler, zıt düşüncelerin çatışmasından doğar, eleştiri, yanlışı göstermede ve doğruyu bulmada bir yol göstericidir. Bir kılavuzdur. Bunlardan yoksun kalırsanız, gelişme, büyüme sağlayamazsınız.
SONUÇ:
Sansür, hiç bir dönemde ve hiç bir iktidarda yer almamalı ve iktidarların koruma kalkanı olmamalıdır.
Yapılacak olan şey, derhal bu sansür yasası iptal edilmelidir.
Bugüne kadar olan yasaklar kaldırılmalı, sanatçı konserleri, festivalleri, etkinlikler serbest bırakılmalıdır.
RTÜK tarafından başta FOX, halk TV, tele1, flash TV, KRT olmak üzere Muhalif televizyon kanallarına uygulanan baskılara son verilmeli, verilen uyarı, yayın durdurma ve para cezaları iptal edilmelidir.
Hakaret olmadığı sürece insanların sosyal medyada yaptığı eleştiri, yorum ve haberlere tahammül edilmelidir. Çünkü demokrasi ,kişilerin birbirlerinin düşüncelerine tahammül etme sanatıdır.
İktidar yanlısı olan medya, muhalif kesime tehdit edecek konuşma ve karalamalardan, kışkırtmalardan kaçınmalıdır.
İnsanları tehditle, baskıyla, korkuyla, yasakla değil, hoşgörü ve barışçıl bir ortam sağlamakla kazanılabilir.
Bu ülkenin kin, nefret, korkuya gereksinimi yoktur.
Toplumsal barış için, yasaksız bir seçim ortamı sağlanmalıdır. Herkesin buna ihtiyacı vardır.
Demokratik bir seçim istiyorsak, seçimlere insanların sesini kısarak değil, gür bir sesle seçime gidilmelidir.
Susan bir toplum değil, konuşan toplum gelişir.
Yasaksız bir toplum, özgür bir toplumdur.
İZZET KIRMIZI
8 Ekim 2022