hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

SANSÜR SORUNU VE  SEÇİMLER

Son Güncelleme :

09 Ekim 2022 - 0:38

/ 138 views kez okundu.
SANSÜR SORUNU VE  SEÇİMLER
reklam

Uzun süredir Ak Parti ve MHP’nin birlikte çalışıp hazırladıkları  40 maddelik sosyal medya yasa teklifi 3 Ekimde  TBMM’ de görüşülmeye başlanan 14 maddesi kabul edildi. Muhalefetin karşı çıktığı  bu tasarı bir çok yasak getiriyor. Buna göre internetteki haber sitelerinde yayımlanan  kasıtlı olarak yalan, yanlış bilgi yapanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu siteler daha sıkı denetlenecek, yine sosyal medyada halk arasında korku, endişe, panik yaratmak, kamu düzenini  bozacak ve toplumun  sağlığını olumsuz etkileyecek şekilde yayan ve paylaşanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası  verilecek.
         Sansür sözcüğünün anlamı, yasaklamak ve kontrol altına almaktır. Kitaplara, televizyon programlarına, dizilere, tiyatro oyunlarına, sosyal paylaşımlara konulan yasaklara, denetimlere, kontrol altına alınmasına sansür denir.
           Toplumun yararı gerekçe gösterilerek  denetlenen her türlü yayınlarda sakıncalı görülen yerlerin, bölümlerin çıkarılmasına ise sansürleme denir. Mevcut hükümet tarafından oluşturulan kurula da sansür kurulu denir.
         Yıllardır bu ülkede hükümetlere muhalif  olan her görüş ve düşünceye  bir şekilde sansür uygulanmıştır.
         Demokratik ülkelerde bir baskı unsuru olarak görülen  ve kabul görmeyen  sansürün amacı, düşüncelere duvar örülmesidir.
          Sansürün amacı, İnsanların konuşmasını engellemek ve onları susturmaktır. Onlara  bir korku iklimi yaşatmaktır.
         Basın organlarının gerçekleri yazmalarını engellemek, birer magazin sayfası haline getirmektir.
        Bu yasayla tarafsızlık ilkesi çiğnenerek , mevcut hükümetlere  hizmet etmektir.
         Toplumun  en doğru biçimde haber alma, haber verme ve haber yayma  özgürlüğünü engellemektir.
         Sansürü bir korku, baskı ve teslim alma ve yıldırarak pasifize etme aracı olarak kullanmaktır.
        Muhalefeti oluşturan siyasi,  gazeteci, yazar, sanatçı, oyuncu  ve kendileri gibi düşünmeyen toplumun her kesiminden insanlara gözaltı,  tutuklama, para cezası,  sürgün ve işten atma unsurlarla korkutarak, gibi gözdağı vererek, onları etkisiz hale getirmektir.  
         Sansürün her çeşidi tehlikelidir, çünkü yasaklar zincirlerinden oluşmaktadır .
        Son yıllarda sansürün en yeni çeşidi olan internet sansürü(dijital sansür) devletlerin, hükümetlerin en büyük sorunu olmuştur,  çünkü  bunları denetlemek, kontrol altına alıp filtreleyerek sunmak çok zordur. Internet sansürüne  takılmamak
 için  kendi düşüncelerinize değil,  onların,  başkalarının  düşüncelerine itaat etmeniz, boyun eğmeniz  istenir. Onların istedikleri gibi  haber, yorum, paylaşımı yaparsanız sorun yoktur.
       Sansürle ilgili tartışmalar, açıklamalar devam ederken geriye dönüp baktığımızda görülecektir ki uygulamada zaten bir kısıtlama,  yasaklama ve denetim vardır. Adalet Bakanlığı verilerine göre  Cumhurbaşkanı  Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğu 2014 yılından  bugüne kadar  kendisine yapılan hakaret suçlamasıyla açılan  soruşturma sayısı 200 bin iken,  açılan dava sayısı 45 bin 675 oldu. Bunlardan 12 bin kadarı  suçlu bulunarak hapse  mahkum oldu. Hiç bir iktidar döneminde bu kadar kişi hakkında soruşturma , dava ve tutuklama olmamıştır.
         Seçimlere  aylar kala  iktidar, baskı, yasak ve denetimlerini her geçen gün daha da arttırıyor.  Önce çok sayıda  sanatçının konserleri iptal edildi, ardından bir  çok yerde onlarca  festival, etkinlik yasaklandı, yürüyüş ve eylemler yönelik izinler sınırlandırıldı.  4 ay önce yaptığı bir konuşmadan dolayı şarkıcı  Gülşen hakkında dava açıldı,  tutuklandı ve sonra tahliye edildi.   Son olarak  6 Ekim günü, Bursa’da bir tiyatro oyunu yasaklandı.
         Tüm bunlar yaşanırken 2023 Türkiye Genel Seçimlerine yaklaşırken  bu sansür yasasıyla, gazete, dergi ve televizyon kanallarında, çeşitli internet haber sitelerinde kısaca medya ve sosyal medyada  iktidarı olumsuz anlamda eleştirmek, suçlamak, devlet kurum ve kuruluşlarına  ithamlarda bulunmak, hakaret etmek  suç sayılarak   ve bunu yapanlar hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istenebilecek.
          Bugüne kadar  İktidar yanlısı olan  gazeteler, dergiler ve  internet haber siteleri, muhalefet aleyhine  istediklerini yazarken, yandaşları olan çok sayıda televizyon kanallarında ağızlarına geleni söylerken, en ağır hakaret ve eleştirilerde bulunurken sessiz kalan RTÜK, muhalefet kanallarında iktidar aleyhine söylenen, yapılan bir çok habere, yoruma, eleştiriye uyarı,  yayın durdurma  ve para cezası vermiştir.
       SANSÜR yasasının çıkarılması, görülen odur ki  iktidarın seçimlere bir kaç kala seçim propagandalarını daha rahat bir şekilde yapabilmek ve seçimi  kazanabilmek için  kendi aleyhine olabilecek her türlü  açıklamayı,  haberi, yorumu, bilgi ve belgeyi, paylaşımı engellemek için olduğu düşünülebilir.
      Bu yasaya göre istemedikleri bir haberi  “ yalan haberdir” diyerek cezalandırmak kolaylaşacaktır .
     Sosyal medyayı kısıtlayıp ardından seçime gitmek iktidar için belki  daha avantajlı olacaktır.   
        Bu nedenle  muhalefetin  sesini kesmek, televizyon ve gazetelerin yayınlarını kısmak, sosyal medyada paylaşımları  önleyerek toplumun , halkın doğru  bilgi almasını engellemek için bu sansür yasası  çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu yasanın çıkarılması,  düşünce ve fikir özgürlüğüne  vurulan bir prangadır.
       Sansür yasasına göre artık hiç kimse sosyal medyada, facebook, instagram ve twitter gibi paylaşım sitelerinde  iktidarın istemediği, aleyhine olan  bir şeyi paylaşamayacak, yorumlar yapamayacak, İktidarı eleştirmeyecek, yanlışı  görmeyecektir. Öte yanda   İktidar yanlılarına gelince onlar bugüne kadar olduğu gibi yine TV ekranlarında,  yayın organlarında,  sosyal paylaşım sitelerinde  muhalefete ağızlarına geleni söylerken,  yine istedikleri gibi  yalan-yanlış  bilgilerle, hakaret ve tehditlerine devam ederken,  sansür yasası bunlar için de uygulanacak mı,  tarafsızlık ilkesi  adil bir şekilde işleyecek mi?  Bunu zaman gösterecek.
        Şunu çok iyi  bilmeliyiz ki;   Başkalarının  kişiliğini ,onurunu zedeleyecek biçimde sözle, yazıyla yaymak, iftirada bulunmak, hakaret etmek, küfretmek,  yalan-yanlış suçlamalarda bulunmak, düşünce özgürlüğü  değildir, yasal olarak suçtur. Elbetteki  yapanlar yargı önünde bunun hesabını  vermelidir, ancak tarafsızlık ilkesi unutulmamalıdır. Adalet herkes için adil olmalıdır.
        Demokrasinin temel unsuru olan düşünce özgürlüğü ve eleştiri, hukuk içerisinde olursa güzel düşüncelerin oluşmasına  sorunların  çözülmesine yardımcı olacaktır,  çünkü bunlar ortadan kalkarsa işte o zaman tek model, tek tip, ve tek düşüncenin hakim olduğu bir toplum ortaya çıkar ki ,bu çok tehlikelidir, çünkü, gerçekler, zıt düşüncelerin çatışmasından doğar, eleştiri, yanlışı  göstermede ve doğruyu bulmada bir yol göstericidir.  Bir kılavuzdur. Bunlardan yoksun kalırsanız, gelişme, büyüme sağlayamazsınız.
       SONUÇ:
        Sansür, hiç bir dönemde  ve hiç bir iktidarda yer almamalı ve iktidarların koruma  kalkanı olmamalıdır.
       Yapılacak olan şey,  derhal bu sansür  yasası  iptal edilmelidir.
        Bugüne  kadar olan yasaklar kaldırılmalı, sanatçı konserleri, festivalleri, etkinlikler serbest bırakılmalıdır.
        RTÜK tarafından  başta FOX, halk TV, tele1, flash TV, KRT  olmak üzere  Muhalif televizyon kanallarına uygulanan baskılara son verilmeli, verilen uyarı, yayın durdurma ve para cezaları  iptal edilmelidir.
        Hakaret olmadığı sürece insanların sosyal medyada  yaptığı  eleştiri, yorum ve haberlere tahammül edilmelidir. Çünkü  demokrasi ,kişilerin  birbirlerinin düşüncelerine tahammül etme sanatıdır.
       İktidar yanlısı olan medya,  muhalif kesime tehdit edecek konuşma ve karalamalardan, kışkırtmalardan kaçınmalıdır.
       İnsanları tehditle,  baskıyla,  korkuyla, yasakla  değil,   hoşgörü ve barışçıl bir ortam sağlamakla kazanılabilir.
        Bu ülkenin kin, nefret, korkuya  gereksinimi yoktur.
         Toplumsal barış için,  yasaksız bir seçim ortamı sağlanmalıdır. Herkesin buna ihtiyacı vardır.
        Demokratik bir seçim istiyorsak, seçimlere insanların sesini kısarak değil,  gür bir sesle seçime gidilmelidir.
        Susan bir toplum değil, konuşan  toplum gelişir.
        Yasaksız bir  toplum,  özgür bir toplumdur.
                                                        İZZET   KIRMIZI
                                                          8 Ekim 2022
 

reklam

YORUM ALANI

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.