hava
DOLAR %
EURO %
GRAM ALTIN %
ÇEYREK A. %
BITCOIN %
SON DAKİKA
Google News

Nafaka Düzenlemesi | “Amaç, boşanmayı engellemek”

Son Güncelleme :

10 Şubat 2022 - 0:54

/ 13 views kez okundu.
Nafaka Düzenlemesi | “Amaç, boşanmayı engellemek”
reklam

ASLI PASİNLİ VE CEREN AKKAYA ANLATTI

Avukatlar Ceren Akkaya ve Aslı Pasinli, kadınların haklarına yönelik saldırıların nafaka düzenlemesi ile sınırlı kalmayacağına dikkat çekiyor ve nafaka ile ilgili yapılmak istenen düzenlemenin uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söylüyor.

*Sınırlı nafaka uygulamasının olduğu ve Türkiye’ye örnek olarak gösterilen İsviçre, Almanya gibi ülkelerde kadınlar istihdama katılabiliyor. Kadın yoksulluğu Türkiye’deki kadar yüksek değil.

*Şu an getirilmek istenen yıl sınırına dair düzenlemenin kimseye hiçbir faydası olmayacak çünkü kanun zaten süresiz nafaka öngörmüyor.

Biri İstanbul Mor Çatı’dan, diğeri Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukatlar Ceren Akkaya ve Aslı Pasinli, nafaka hakkında sınırlama getiren “nafaka düzenlemesini” böyle yorumluyor.

Hükümetin gündeminde olan yeni düzenlemeye göre, 2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl nafaka verilmesi planlanıyor.

Düzenleme ile “nafaka ödeme süresine üst sınır konulması” ve “evlilik süresine göre nafaka ödenmesi” sağlanıyor.

2 yılın altındaki evliliklerde 5 yıl, 5 ila 10 yıl arasındaki evliliklerde 12 yıl, 15 yılın üzerindeki evliliklerde evlilik süresi dikkate alınarak nafaka verilmesi planlanıyor.

Süre sınırında takdirin tarafların durumuna göre hâkimde olacağı belirtiliyor. Hâkim, nafakayla ilgili karar verirken, ‘eşlerin iş ve gelir durumunu’ dikkate alacak.

Not: Türkiye’de taraflar, nafaka miktarını değiştirmek istediğinde veya nafaka ödemek istemediğinde mahkemeye başvurup, yeni bir karar alınmasını sağlayabiliyor. Yani, nafaka bir kere karara bağlanıyor ve değişmiyor gibi bir durum yok.

Peki yeni düzenleme gerçekten kimin yararına planlanıyor? Kadınların hayatını nasıl etkileyecek?

Avukatlar Akkaya ve Pasinli yanıtladı.

Akkaya: Cinsiyet eşitliği adımları atılmalı

Yaklaşık 4 senedir nafaka gündeminin önümüze getirilmesinden tepkilerden sonra geri çekilmesinden, sonra yeniden gündeme alınmasından artık yorulduk.

Sürekli anlatmaya çalışıyoruz, Türkiye’de derinleşen kadın yoksulluğunu, bu yoksulluk giderilmeden ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak adımlar atmadan, sosyal devletin gereği olan kreş vb destekler vererek kadın istihdamının önünü açmadan nafaka konusunu konuşamayız.

300 TL için kıyamet koparılıyor

Devlet tarafından nafaka konusunda önümüze hiçbir veri konmadı, ancak çeşitli sivil toplum örgütleri ve araştırma şirketlerinin yaptığı araştırmalarla elde edilen veriler ise bize şunu gösterdi: Türkiye’de nafaka ortalaması 300 TL civarında ve çoğu da tahsil edilemiyor! Yani sınırlandırılmak istenen nafakanın ortalaması bu ve kıyamet de bunun için koparılıyor.

Bir nafaka sorunu varsa o da nafakaların tahsili sorunudur, kadın yoksulluğu sorunudur demekten vazgeçmiyoruz.

Şu an getirilmek istenen yıl sınırına dair düzenlemenin kimseye hiçbir faydası olmayacak çünkü kanun zaten süresiz nafaka öngörmüyor.

Üstelik bu gündemin yaklaşık 4 senedir önümüze sunulması ile beraber zaten hakimlerde nafaka süresini sınırlama, miktarları düşürme eğilimi oldu.

Mağdur babalar yok!

Zaten nafaka yükümlüleri bu gündemin verdiği rahatlıkla nafaka ödememe konusunda daha rahat davranmaya başladı. Bu sebeple artık kanun değişikliği yapılmadan Medeni Kanunun nafaka hükümleri ve diğer tüm maddelerinin aynı şekilde bırakılmasını istiyoruz ve bu talebimizde ısrarcıyız.

Bu düzenleme, mağdur babalar platformu gibi çeşitli küçük grupların baskısıyla yapılıyor gibi duruyor çünkü kimse kadınları, kadın örgütlerini, yapılan araştırmaları dinlemiyor gibi duruyor.

Ayrıca elbette Medeni Kanun’da yapılmak istenen çeşitli değişikliklerin, kadınların haklarına yönelik müdahalelerin de öncüsü olarak görmek gerektiğini düşünüyorum.

Nafaka ile değişiklikler başlarsa bunun devamı da ne yazık ki gelebilecektir ki zaten boşanma konusunda da düzenleme yapılması gibi hazırlıkları görüyoruz.

Bu düzenleme geçerse kadınların şiddetten uzaklaşmasını ve şiddetten uzak bir hayat kurmak amacıyla boşanma kararı almasını zorlaştırabilecektir.

Çünkü Türkiye’de kadınların birçoğu istihdamdan uzaklaşmış, güvencesiz, bakım işlerinden sorumlu bir durumdayken, hele ki bu dönemde yoksulluk derinleşiyorken nafakaların yıl ile sınırlandırılması elbette önlerindeki bir engel olarak görmelerine yol açabilecektir.

TIKLAYIN – Anayasa Mahkemesi Nafaka Hakkını Yok Saydı

TIKLAYIN – Mevcut Nafaka Düzenlemesi Neyi Kapsıyor? Nasıl Yapılmak İsteniyor?

 

Pasinli: Boşanan kadınlar açlık sınırında yaşıyor

Türkiye’de boşanan kadınlar açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor zaten. Mahkemelerin verdiği nafakalar çok düşük. Asıl olarak tartışmamız ve değiştirmemiz gereken buyken bu düzenleme tam aksine kadınları şiddet gördükleri eve mahkûm ediyor.

2011’den beri nafaka tartışması devam ediyor. Bunu bizim önümüze getirdiler. Kadınlara, “süresiz nafaka verilmemesi gerek” dendi. 2011’in ardından 2016’da  “Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar İle Boşanma Olaylarının Araştırılması Ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” kuruldu.

Bu komisyonun bir raporu oldu. Aslında orada net olarak bunu ortaya koydu bu rapor, aileyi koruyalım da ne olursa olsun gibi. Asıl amaç boşanmaların durdurulması aslında tüm bu raporlarda.

Bunlar olurken Kestel Aile Mahkemesi AYM’ye başvurdu, nafakanın süresiz olması meselesiyle ilgili. “Bu Anayasa aykırıdır eşitlik ilkesine aykırıdır” dedi. Tam da bu sırada Anayasa Mahkemesine taşınmasıyla beraber bu süresiz tartışmaları başladı.

Kadın yoksulluğu sorunu var

Bu tartışmalar başlayınca, nafaka kalksın diyenler, Almanya, Fransa, İsviçre gibi ülkelerde nafakanın süreli olduğunu savundu bize de bu ülkeleri örnek gösterdi. O ülkedeki kadınların yaşam seviyesi ile bizim ülkemizdeki kadınların durumu aynı mı?

O ülkelerde kadınlar çalışma hayatına etkin olarak katılıyor, bizim ülkemizdeki gibi işsizlikle mücadele etmek durumunda değiller.

Örnek gösterilen ülkeler toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ilerideki ülkeler bizim ülkemiz ise toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile bilinen bir ülke. Bu konuda raporlar var. Türkiye’de ciddi oranda kadın yoksulluğu var.

Bu tartışmalar sürerken, Aile Bakanlığı bir açıklama yaptı ve “Nafaka düzenlemesinin yapılmayacağını, süresiz nafakaya dokunulmayacağını” açıkladı. Bu açıklama kadınları biraz rahatlattı.

Ama sonra Yargıtay 2. Daire Başkanı Ömer Uğur Gencey, “Erkeklerin 80 kazanılmış hakkının nafaka düzenlemesi ile ellerinden alındığını” iddia etti. Bu yönde konuşmalar yaptı.

Sonra biranda ortaya mağdur babalar platformu gibi aslında olmayan gruplar çıktı. Bu grupların yaratıldığını düşünüyorum sayılarının da çok az olduğunu biliyorum.

Ortada büyük bir mağduriyet var gibi bir atmosfer yaratıldı. Gelinen noktada bu düzenleme karşımıza geldi. Bu düzenleme kadınlar açısından ciddi mağduriyetlere neden olacak.

Kadınların adalete erişimi ile ilgili ciddi problem var zaten. Kadınlar boşanmak istediklerinde avukat tutamıyor dosya parasını ödeyemiyor kadınlar adalete erişemiyor.

Türkiye’de kadınlar daha çok desteğe ihtiyaç duyuyor. Bu düzenlemeleri yapanlar, nafaka ile bir sınırlandırma getirmek istiyorsa kadın istihdamını arttır kadınları çalışmasına yönelik bazı politikalar üret, bunları yaratırsan nafaka ile düzenlemelere kimse ses etmez. Ama bu hali ile bu düzenleme çok sayıda kadının mağduriyetine yol açacak. Nafakalar zaten çok düşüktü daha da düşük olacak.

Uluslararası Sözleşmelere aykırı

Kadınların haklarına yönelik bu saldırıların sadece nafaka ile sınırlı kalacağını düşünmüyorum üstelik kadınların başka haklarına da saldıracaklar. Velayet hakkı gibi. Ayrıca Türkiye bu düzenleme ile uluslararası sözleşmeleri örneğin CEDAW’ı da ihlal etmiş oluyor.

TIKLAYIN – “Nafakaların Sadece Yüzde 20,7’si Ödeniyor”

TIKLAYIN – “Nafakalar açlık sınırının altında”

(bianet)

reklam

YORUM ALANI

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.